
Sızma Testi (Penetrasyon Testi) en temel düzeyde sunucuları, güvenlik duvarını ve uygulamaları hedef alır. Ancak en kapsamlı Sızma Testi ve detaylı Ağ Güvenliği Testi bile insan faktörünü ihmal ederse zaafiyet doğurma riski yüksektir. Çünkü teknik açıklar güncellenebilir. Fakat bir insanın kandırılması, tüm sistemin aşılmasına dahi sebep olabilir.
Sızma Testleri sonucunda var olan zafiyetler kapatılsa bile, sosyal mühendisler tek bir ikna cümlesiyle ağda ful kontrole sahip olabilir. 2024 Verizon verilerine göre ihlallerin üçte ikisi kullanıcı hatasından doğuyor; Kevin Mitnick’in de söylediği gibi “en zayıf halka” çoğu zaman insandır.
Günümüzde Yapay zekanın yaygın kullanımıyla birlikte bu tablo biraz daha karmaşık hale gelmiştir. Büyük AI modelleri kişiye özel ve hatasız oltalama (phishing) e-postaları üretebiliyor. Deepfake teknolojisiyle bir CEO’nun sesi taklit edilerek finans departmanlarından acil para transferi talep edilebiliyor.
Oltalama tehtidi ile baş edebilmek için 3 temel alanda önlem alınmalıdır;
Teknoloji tarafında, e-posta doğrulama protokolleri, MFA, 2FA, davranışsal analiz yappan filtreler kullanılmalıdır.
Süreç bazında ise Sızma Testi sonrası hazırlanan rapordaki açıklıklar kapatılmalıdır. Olay Müdahale planlarının düzenli olarak gözden geçirilmesi gerekmektedir.
En önemli faktör olan İnsan faktöründe ise Pishing testleri ile insanların farkındalık seviyeleri ölçülüp ciddi anlamda farkındalık sağlanmalıdır. Ayrıca düzenli olarak farkındalık eğitimleri verilmelidir. Farkındalık eğitimleri ve Pishing simülasyonları ile bu riskler azaltılabilir.
Sonuç olarak Bilgi güvenliği bir bütün olarak ele alınmalıdır. Eğitimli ve bilgi güvenliği konusunda eğitimli bireyler sosyal mühendislerin ve saldırganların Kolay hedef listesinde yer almaz. Böylece hem kurum hem birey bazında riskler azaltılmış dahası en aza indirgenmiş olur. Unutulmamalıdır ki güvenlik bir ürün değil bir süreçtir.